İnşaat
11 Eyl 2018 18:54 Son Güncelleme: 10 Oca 2019 05:57

"İnşaat verileri alışılmışın dışında"

İNTES Başkanı Koloğlu, "Türkiye ekonomisinin büyümesinde daima taşıyıcı güç olan sektörümüze ilişkin açıklanan son veriler maalesef alıştığımızın dışında, sektör performansımızı yansıtmaktan uzak bir tablo ortaya koydu" dedi

"İnşaat verileri alışılmışın dışında"
Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası (İNTES) Başkanı Celal Koloğlu, inşaat sektörüne ilişkin son açıklanan büyüme verilerinin sektörün performansını yansıtmaktan uzak olduğunu belirterek, "Son ekonomik gelişmelerin sektörümüzün gelişme hızını daha da yavaşlatmaması, önümüzdeki dönemde başarı çizgimizi sürdürmek ve yenilerine imza atmak için acil bazı düzenlemelere ihtiyacımız var." ifadesini kullandı.

Koloğlu, yazılı açıklamasında, Türkiye ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde yüzde 5,2 ile büyümesini sürdürerek başarılı bir performans sergilediğini bildirdi.

İnşaat sektörünün geçen yıl yüzde 7,4, bu yılın ilk çeyreğinde de yüzde 6,9'luk büyüme gösterdiğini anımsatan Koloğlu, bu yılın ikinci çeyreğinde ise sektörün yüzde 0,8 ile son dönemlerin en düşük büyüme rakamında kaldığını ifade etti.

Ülke ekonomisinin büyümesinde daima taşıyıcı güç olan inşaat sektörüne ilişkin açıklanan son verilerin alışılmışın dışında ve sektör performansını yansıtmaktan uzak olduğunu vurgulayan Koloğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"Türkiye ekonomisinin kalkınmasının en önemli unsurlarından inşaat sektörü son 15 yılda büyümesini sürdürmüş, bir dünya markası haline gelmiştir. İnşaat sektörünün büyümesi ülke ekonomisinin kalkınması için kaçınılmazdır. Kamu yatırımlarındaki ödenekler, fiyat farkı ve tasfiye imkanı gibi öncelikli sorunlarımıza getirilecek çözümlerle sektör büyümesini artırarak sürdürecektir. Ülkemiz bugün ekonomik bir savaş içindedir. Bu süreç elbette inşaat sektörümüzü de etkilemiştir, etkilemektedir. Son ekonomik gelişmelerin sektörümüzün gelişme hızını daha da yavaşlatmaması, önümüzdeki dönemde başarı çizgimizi sürdürmek ve yenilerine imza atmak için acil bazı düzenlemelere ihtiyacımız var."

Koloğlu, yatırım önceliklerinin yeni hedeflere uygun olarak yeniden belirlenmesi gerektiğine işaret ederek, sürdürülebilir projeler için fiyat farkı uygulamalarının iyileştirilmesinin önemine dikkati çekti.

- "Tasfiye hakkı tanınmalı"

İdare ve yüklenici olarak devam etmesinde kamu yararı görülmeyen bazı projelerin tasfiye edilmesi önerisinde bulunan Koloğlu, "Bunun için gerekli hukuki düzenlemeleri yapmalıyız. Diğer yandan kamu yatırımlarında herhangi bir aksamaya mahal vermemek için sektör mensuplarımızın ödeneklerini ve hak edişlerini zamanında almaları önem arz etmektedir. Çünkü geciken her yatırım ülkemize önemli maliyetler olarak geri dönmektedir." ifadesini kullandı.

İnşaat sektörünün yarattığı katma değer ve istihdamla ülke ekonomisinin taşıyıcı gücü konumunda bulunduğunu vurgulayan Koloğlu, hükümetin sektöre sahip çıkan destek ve yaklaşımlarının kendilerini daha iyiyi başarma yönünde yüreklendirdiğini belirtti.

Koloğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan 100 Günlük Eylem Planı icraatları ve önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen Orta Vadeli Program'ın da sektörümüze ve ekonomiye olumlu yansımaları olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Koloğlu, döviz kurlarındaki artışa bağlı olarak inşaat projelerinde malzeme fiyatlarında enflasyon rakamlarının üzerinde fiyat artışları yaşandığına dikkati çekerek, yapım işlerinde kullanılan malzeme girdilerinin fiyatlarında TÜİK verileri dikkate alınarak yapılan fiyat farkı hesaplamalarının işleri durma noktasına getirdiğini ve sektörü çıkmaza sürüklediğini bildirdi.

Sektörün ana girdilerinin demir, çimento, bitüm gibi malzemeler olduğunu belirten Koloğlu, şunları kaydetti:

"Yapım işinin özelliklerine ve malzemelerin ağırlık oranlarına göre fiyat farkı katsayısının belirlendiği bir sistem geliştirilmelidir. Diğer yandan fiyat farkının maliyetleri karşılamaması nedeniyle işlerin yapımlarının gerçekleştirilememesi halinde tasfiye imkanı verilmelidir. Yüklenicinin talebiyle hiç başlanmamış işlerde karşılıklı anlaşma yoluyla sözleşmenin tasfiyesine imkan tanınmalıdır. Tasfiye hakkının tanınması, yapım işinin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden kaynaklı sorunları ortadan kaldıracak, sektörün ayakta kalmasını sağlayacak kritik bir konudur."